Uzay zamanın bükülmesi…

Evet belki bir bilim adamı değilim hatta uzay hakkında bildiğim şeyler oldukça az ancak burası benim şahsi görüşlerimi sunduğum blogum. Bu nedenle cahil olduğum bir konuda fikir beyan etmekte bir beis görmüyorum…

Bu düşünce bende bu linkdeki videoyu izlerken aklıma geldi… Olay; uzayın bükülmesi, uzay zaman dokusunun yırtılması ile ilgili… Eğer izlediyseniz bu videoda ve günümüzdeki birçok uzaybilimcinin makalelerinde solucan deliklerinden veya uzayın bükülmesiyle oluşan alandan ışık hızının üstündeki hızlarda yolculuk edebileceğimiz teorisini ortaya atıyorlar. Benimde kendimce tam olarak karşı çıkmak istediğim düşünce bu.

Şöyle düşünelim uzay zaman dokusu var ancak bunu oluşturan yapının hiçbir kütlesi yok? Sizede garip gelmedimi? Bence var. Ve hatta yerçekimi etkisine galaksilerin direnmesi durumunu bilim adamları karanlık maddeye bağlıyorken bana kalırsa bu uzay zamanı oluşturan “şey”in tam kendisi. Yani bence uzay zaman dokusu aslında çok çok azda olsa kütlesi olabilecek birşey. Ve bu nedenlede büzülebiliyor. Bence aslında yıldızların kocamanlığı uzay zamanı sündürüyor. Yani aslında gezegenler yıldızlara doğru kendi başına bir hareket ile değil, uzay zaman dokusunun o tarafa doğru sünerek içindeki herşeyide o yönde sürüklemesi. (Belkide uzay zaman dokusunun kendisi manyetizma gibi bir kuvvetle oluşuyor. Yani tüm olay suya damlatılan bir damla yağ içerikli boya gibi. Herşey yanındakilerden kaçmaya çalışıyor. Bunun tam tersi olarakta kütle çekim ise herşeyi birbirine yakınlaştırmaya çalışıyor. Bu itiş hafif ama uzun menzilliyken kütleçekim kısa ancak kuvvetli bir alan oluşturuyor) Netice olarak verilen örnekteki solucan deliğinden geçme olayını yapabilmemiz için uzay zaman dokusundan ayrı hareket edebilmemiz gerekiyor. Buda zaman kavramından ve hatta mekan kavramından kopmak demek oluyor. Yani şunu düşünün uzay zamanı yırtıyorsunuz siz bu duruma dahil olmayarak içinden geçmeye çalışıyorsunuz. Ancak sizde u.z. nın bir parçasınız neticede?. İkinci teori ise bir noktada çok fazla enerji biriktirerek uzay zamanı çökertme düşüncesi. Yine benim inancıma göre uzay zamanı büzseniz dahi neticede en fazla elde edebileceğiniz tek şey küçük bir karadelik olacaktır. Buda uzay zamanın (Belkide) yığıldığı nokta olabilir. Yani uzay zamanın bir yerde yığılmasından dolayı orada u.z. dokusu çok sık olacak ve zamanın akmasıda bu ölçüde yavaşlayacaktır. Yine bununla birlikte çıkılabilecek hızın sınırıda gittikçe düşecektir. İkinci teoriye katılmamamda buradan yola çıkıyor. Bunu bir bataklık gibi hayal edelim. Bataklık ne kadar seyreltikse içinde yol almamız ona göre hızlı olacaktır. Bu hız en fazla suyun içinde yolalabileceğimiz maksimum hız ile sınırlanmıştır. Neticede bir suyu dokunarak dalgalandırmakla o suya tokat attığınızdaki direncin ne kadar farklı olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Uzay zaman dokusuda uzayı bükerken sıkışacağı için ne kadar enerji harcarsanız harcayın o sıkışık alandaki maksimum hızınız o enerji ile gidebileceğiniz mesafeyi değiştirmeyecektir. Yani aslında ışık hızını sınırlayan şeyin tam olarak önündeki uzayı sıkıştırması olarak düşünebiliriz. Bu sayede uzayı kısmen yırtarak giden her hızlı nesne parçaladığı zamandan miktarınca zamanda ileriye gidebiliyor. Ama bu maksimum hız ışık hızını aşacak seviyede uzay zamanda sıkışma ve yırtma yapamıyor.

Sonuç olarak uzay zaman dokusunun daha daha seyrektik olmadığı yerlere gitsek dahi gerçek manada ışık hızını aşamayacağız. Bunun tek yolu uzay zamanın dışına çıkmak olacakki bunuda inanınki aklım almıyor henüz. Kısaca benim teorim zamanın kütle çekimle yavaşlamasına oranla mekanda sıkışıyor ve hiçbir zaman aynı miktar enerji ile uzayda daha fazla mesafe kat etmiş olmuyorsunuz. Kısaca bir nötron yıldızındaki bir dünyadaki ile aynı uzunluktaki bir metre olmuyor…

 

Yorum Bırak

Mail adresiniz yayınlanmayacaktır. Gerekli *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.